Yel eser, sel eser. Bir bağ on çiçek eder. Bir rüzgar eser, alıp götürür. Sel olur silip süpürür.
.
.
.
.
.
Şu sözler dolanır dilime dünyanın soğuk hengâmesinde. Âşık söyler vurur sazın teline.
.
.
"Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttim tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yârim kara topraktır

İşkence yaptıkça bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim dört bostan verdi
Benim sadık yârim kara topraktır

Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sadık yârim kara topraktır".
.
.
.
Veysel nasıl tarif edilirdi çokça düşündüm. Kirli bir dünya içinde Veysel'in ruhuna büründüm. Ben Veysel'i anlatamam sizlere çekinirim. Hem nasıl anlatılabilir ki öyle hemen Veysel? Kolay mı Veysel olmak? Kolay mı öyle Veysel'i anlamak ve anlatmak.. Ben ancak sizlere toprak derim, çiçek derim, saz derim. Bağ derim, bahçe derim. Bir yel esti geçti derim. Toprak Veysel'ine çoktan kavuştu derim.

Âşık Veysel anısına saygıyla...
Aşık Veysel
Published:

Owner

Aşık Veysel

Published: